Ne olacak, en fazlası tarihe bir resim daha olur!
Niye böyle dedim, okumaya devam edin, anlarsınız
.
Hasan Dağı Orta Anadolu’da bulunan eski bir volkan.
En son patlayışı 8970 yıl önce.
Biz ömrümüze doğum günleri perspektifinden bakıyoruz ya, otuzuncu yaş, ellinci yaş gibi, yanardağların hayat hikayesini de jeolojik devirler perspektifinden kavrıyoruz.
Şu an içinde bulundugumuz jeolojik devir Holosen jeolojik devri olarak adlandırılıyor.
8970 yıl öncesi de hala bu devirin içinde.
9 bin yıl bize uzun zaman ama bir volkan için 9 bin yıl öncesi yakın tarih kabul ediliyor.
Hasan Dağı daha eskiden de patlamış, 28,900 yıl once mesela.
Ama o patlayış başka bir jeolojik devre ait, çünkü Holosen devri geçmişe doğru 11,700 yıl gidiyor, ondan önceki döneme Pleistosen devri deniyor.
Toparlarsak, Anadolu’da bir volkan ve kadim geçmişte iki patlayış.
Ve bu bilgiler halk erişimine açık Plos One dergisinin 8 Ocak 2014 tarihli online sayısındaki bir makaleyle kamuoyuna duyuruldu.
Şimdi hakkımızdır, her ciddi, bilimsel çalışmaya yönelteceğimiz iki can alıcı soruyu bu makaleye de yöneltelim: bir, “eee, ne olmuş yani?” ve iki, “bu bilgilerden kime ne?”.
Makale yazarları bu soruları göğüslemek üzere, yaptıkları işin önemini ortaya koyan iki sonuca ulaşmışlar.
Birinci sonuç, ki biz bu blog yazısında bu konu üzerinde duracağız, Hasan Dağı Holosen patlaması (yani 8970 yıl önceki patlama) Çatalhöyük yerleşimi ile aynı dönemlere denk düşüyor, dolayısıyla, bu olay patlamayı gören Çatalhöyük insanları tarafından kültürel mirasa yansıtılmış olabilir.
İkinci sonuç, makaleyi yazan volkan uzmanlarının kanatine göre Hasan Dağı volkanı yeni patlamalara gebedir, yani dağ yine patlayacak.
(Ancak, bu ne zamandır, haftaya mı seneye mi diye sormayın, önceki iki patlama arasında yaklaşık 20,000 yıl ara olduğu göz önüne alınırsa ve son patlamadan henüz 9 bin yıl kadar zaman geçmişse, önümüzdeki 5-10 bin yıl içinde bir patlama beklenebilir herhalde, diyorum ? en iyisini uzmanlar bilir.)
Şimdi yeridir, ilk sonucu anlayabilmek için biraz geri saralım ve Hasan Dağı volkan aktivitesi ile Konya ovasındaki neolitik yerleşim merkezi Çatalhöyük arasındaki ne gibi bir alaka varmış ona odaklanalım.
İngiliz arkeolog James Mellaart 1960’lı yıllar başında Çatalhöyük’de muazzam kazılar yapar.
Bu blogda üzerinde durduğumuz konunun öyküsü de o zaman başlar.
Kazılar muazzamdı diyoruz çünkü Catalhöyük üzerine sürülen tezler dünya ölçüsünde yankı buldu.
Bu tezlerden birisi tarihte İLK HARİTAnın Çatalhöyük’de çizilmiş olduğu üzerineydi.
‘İlk Harita’ mı, bir dakika ya, daha yazı icad olmamış, insanlık tarihi resmen başlamamış!
Arkeolojik kazılar yapılan alan genelde katman katman oluyor.
Sebebi basit, aynı yere insanlar yerleşip durmuş .
Her bir dönem bir öncekinin kalıntısı üzerine yerleşmiş.
Böylece yer kazıldıkça tabaka tabaka eski dönemlere ait buluntulara ulaşılıyor.
Çatalhöyük kazısında da aynen böyle olmuş.
Kazının romen rakamı VII (yedinci) tabakasında bulunan bir duvar resimi müthiş ‘harita’ iddiasına temel oluşturuyordu.
Niye böyle dedim, okumaya devam edin, anlarsınız
Hasan Dağı Orta Anadolu’da bulunan eski bir volkan.
En son patlayışı 8970 yıl önce.
Biz ömrümüze doğum günleri perspektifinden bakıyoruz ya, otuzuncu yaş, ellinci yaş gibi, yanardağların hayat hikayesini de jeolojik devirler perspektifinden kavrıyoruz.
Şu an içinde bulundugumuz jeolojik devir Holosen jeolojik devri olarak adlandırılıyor.
8970 yıl öncesi de hala bu devirin içinde.
9 bin yıl bize uzun zaman ama bir volkan için 9 bin yıl öncesi yakın tarih kabul ediliyor.
Hasan Dağı daha eskiden de patlamış, 28,900 yıl once mesela.
Ama o patlayış başka bir jeolojik devre ait, çünkü Holosen devri geçmişe doğru 11,700 yıl gidiyor, ondan önceki döneme Pleistosen devri deniyor.
Toparlarsak, Anadolu’da bir volkan ve kadim geçmişte iki patlayış.
Ve bu bilgiler halk erişimine açık Plos One dergisinin 8 Ocak 2014 tarihli online sayısındaki bir makaleyle kamuoyuna duyuruldu.
Şimdi hakkımızdır, her ciddi, bilimsel çalışmaya yönelteceğimiz iki can alıcı soruyu bu makaleye de yöneltelim: bir, “eee, ne olmuş yani?” ve iki, “bu bilgilerden kime ne?”.
Makale yazarları bu soruları göğüslemek üzere, yaptıkları işin önemini ortaya koyan iki sonuca ulaşmışlar.
Birinci sonuç, ki biz bu blog yazısında bu konu üzerinde duracağız, Hasan Dağı Holosen patlaması (yani 8970 yıl önceki patlama) Çatalhöyük yerleşimi ile aynı dönemlere denk düşüyor, dolayısıyla, bu olay patlamayı gören Çatalhöyük insanları tarafından kültürel mirasa yansıtılmış olabilir.
İkinci sonuç, makaleyi yazan volkan uzmanlarının kanatine göre Hasan Dağı volkanı yeni patlamalara gebedir, yani dağ yine patlayacak.
(Ancak, bu ne zamandır, haftaya mı seneye mi diye sormayın, önceki iki patlama arasında yaklaşık 20,000 yıl ara olduğu göz önüne alınırsa ve son patlamadan henüz 9 bin yıl kadar zaman geçmişse, önümüzdeki 5-10 bin yıl içinde bir patlama beklenebilir herhalde, diyorum ? en iyisini uzmanlar bilir.)
Şimdi yeridir, ilk sonucu anlayabilmek için biraz geri saralım ve Hasan Dağı volkan aktivitesi ile Konya ovasındaki neolitik yerleşim merkezi Çatalhöyük arasındaki ne gibi bir alaka varmış ona odaklanalım.
İngiliz arkeolog James Mellaart 1960’lı yıllar başında Çatalhöyük’de muazzam kazılar yapar.
Bu blogda üzerinde durduğumuz konunun öyküsü de o zaman başlar.
Kazılar muazzamdı diyoruz çünkü Catalhöyük üzerine sürülen tezler dünya ölçüsünde yankı buldu.
Bu tezlerden birisi tarihte İLK HARİTAnın Çatalhöyük’de çizilmiş olduğu üzerineydi.
‘İlk Harita’ mı, bir dakika ya, daha yazı icad olmamış, insanlık tarihi resmen başlamamış!
Arkeolojik kazılar yapılan alan genelde katman katman oluyor.
Sebebi basit, aynı yere insanlar yerleşip durmuş .
Her bir dönem bir öncekinin kalıntısı üzerine yerleşmiş.
Böylece yer kazıldıkça tabaka tabaka eski dönemlere ait buluntulara ulaşılıyor.
Çatalhöyük kazısında da aynen böyle olmuş.
Kazının romen rakamı VII (yedinci) tabakasında bulunan bir duvar resimi müthiş ‘harita’ iddiasına temel oluşturuyordu.